Ak Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, meclis’te aldığı uluslararası görevler neticesinde yurt dışında sık sık ülkemizi temsil ediyor. Önceki hafta Dışişleri Komisyonu ile Bosna-Hersek’e giden Mustafa Canbey, bu hafta da Akdeniz Parlamenter Asamblesi Türk Grubu’nu temsilen Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti.
Dubai’de gerçekleştirilen Akdeniz Parlamenter Asamblesi 16. Genel Kurulu Toplantısı’na katılan Ak Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, Türkiye’nin bölgesel barışın tesisi noktasında yürüttüğü güçlü diplomasinin önemini anlattı.
Canbey, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürüttüğümüz güçlü diplomasi, Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere bölgesel ve küresel birçok sorunun çözümüne olumlu katkılar sağlamaktadır” dedi.
Kuzey Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan ve Suriye’li temsilcilerin iddiaları üzerine söz alan Milletvekili Mustafa Canbey, “Ülkemizle ilgili asılsız iddialara cevap hakkımızı kullanmak istiyoruz. Öncelikle Türkiye Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulma noktası için adanın gerçeklerine odaklanılmasının gerektiğini düşünen bir ülkedir. Adada rüştünü kanıtlamış iki halk ve iki devlet vardır. Kıbrıs Rum Yönetimi bunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Kıbrıs Türk tarafının önerisinin temelinde Kıbrıs Türk halkının müktesep egemenlik ve eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi bulunmaktadır. Müktesep haklarının tescil edilmesinin akabinde, iki devlet müzakerelere başlayabilir. Kıbrıs Türk halkının çözüm vizyonunu biz destekliyoruz. Uluslararası toplumda Kıbrıs Türklerinin çözüm önerisini ön yargısız bir şekilde değerlendirmesini ve taraflar karşılıklı olarak kabul edilebilir ve sürdürülebilir, aynı zamanda Akdeniz’deki barışa da hizmet edecek bir çözüme ulaştırmaları yönünde teşvik etmesini bekliyoruz. Şunu da özellikle ifade etmek gerekir ki, Türkiye Birleşmiş Milletler’in verdiği Annan Planı’na sadık kalmıştır, desteklemiştir. Kıbrıs Türkleri de bunu onaylamışlardır. Fakat Kıbrıs Rum Yönetimi bu anlaşmadan kaçmıştır ve anlaşmayla ilgili maalesef samimi davranmamıştır, konuya gerçekçi yaklaşmamıştır, çözüm odaklı olmamıştır. Bunu da hazirunun dikkatine sunmak lazım. Bunun yanında tabi Doğu Akdeniz’de de Türkiye’nin hakları vardır. Bu müktesep haklarımıza da Kıbrıs Rum Yönetimi hiçbir zaman saygı duymamıştır. Bütün herkesin bilmesi gerekir ki Türkiye kendi sınırlarına, kendi denizlerine saygı duyulmasını istemektedir. Bizim de bunu Rum tarafından isteme hakkımız vardır. Bunun yanında az önce Rusya ve Ukrayna Savaşı ile ilgili görüşlerini de ifade etti GKRY temsilcisi. Maalesef iyi niyetini belirtti barış noktasında, bu toplantının nerede olduğuyla ilgili bir ifade kullanmadı. Yine bunun yanında hangi ülke aracılık yapmıştır onu da söylemedi. Bu toplantı bugün Antalya’da, Türkiye’nin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çabalarıyla Türkiye’de yapılmaktadır. Sonrasında da Türkiye’nin bu tavrını ki dünyanın ateşe düştüğü bu kadar sıkıntılı bir dönemden geçtiği bir dönemde Türkiye’nin bu barışçıl tavrını, iyi niyetli tavrını da iki yüzlülükle suçlayarak aslında ne kadar konuya şaşı baktığını, doğru bakamadığını Kıbrıs Rum Yönetimi göstermiştir. Çünkü bu olay tüm dünyanın şu anda kilitlendiği bir olaydır ve herkesin barışa hizmet etmesi gerekir. Doğru olan budur. Yine Yunanistan’ın birtakım iddiaları oldu. Onlarla ilgili de birkaç cümle söylemek istiyorum. Yunanistan da maalesef Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarına saygı duymamaktadır. Ege Denizi’nde hava ihlalleri yapmakta, sınırlarımızı ihlal etmektedir. Türkiye’nin bütün barışçıl yaklaşımına, kendi bölgesindeki barışçıl vizyonuna aykırı hareket etmektedir. Biz bunu defalarca istikşafi görüşmelerde Yunan tarafına söylememize rağmen, bu krizler yaşanmaya devam etmektedir. Biz Yunanistan’dan iyi komşuluk ruhuna uygun davranmasını istiyoruz. Türkiye olarak biraz önce de söylediğim gibi barışçıl davranmaya, dünyada barışı arzu eden ülke olmaya devam edeceğiz. Ve biz Yunanistan’dan bir şey daha istiyoruz. Bugün denizlerden gelen göçlerde Türkiye birçok göçmene el uzatmaktadır. O botlarda bulunan kadınlara el uzatmaktadır. Yaşlılara el uzatmaktadır. Çocuklara el uzatmaktadır. Maalesef zaman zaman bu göçlerde denizlerdeki dalgalara kapılan çocukların cesetleri kıyılara vurmuştur. Bu da tüm dünyanın gözleri önüne fotoğraflarla serilmiştir. Biz zaman zaman şunu görüyoruz, Yunanistan’ın botları geriye ittiğini, botları batırmaya çalıştığını ve göçmenlerin haklarına saygılı olunmadığını görüyoruz. Bu noktada daha insancıl davranmasının Yunanistan için ve dünya kamuoyu için, insanlık için iyi olacağını düşünüyoruz. Bunun yanında yine birkaç cümleyle Suriye’nin iddialarına da yanıt vermek istiyorum. Biz yaklaşık 4 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyoruz ve bu noktada insanlık adına doğru davrandığımızı düşünüyoruz. Göçmenlere sahip çıkmanın vicdanla alakalı bir konu olduğunu ve bugün göçmen olan herkese insanlık değerleri adına tüm ülkelerin sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Komşumuz Suriye’yi gelecekte istikrarlı, müreffeh ve halkını meşru talepleri doğrultusunda yöneten demokratik bir ülke olarak görmeyi arzuluyoruz. Suriye krizinin başından beri tüm çabalarımızı insan odaklı yürüttük. İhtilafa ancak 2254 sayılı BMGK kararı ile Suriye’nin toprak bütünlüğü ve dirliği temelinde siyasi süreçle son verileceğini düşünüyoruz. Bütün komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Bütün komşularımızla barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Dünyada da barışın gelmesi için bütün ülkelerin elbirliğiyle süreçlere destek vermesi gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye önemli bir ülkedir ve bugün ne kadar önemli olduğunu Rusya-Ukrayna barışına yaptığı katkıyla da ispatlamıştır” dedi.