Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler vardı.
Erdoğan, muhalefeti terör örgütleriyle omuz omuza yürümekle eleştirdi, “14 Mayıs tarihi bir yol ayrımıdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
”Bu sene milletçe bir tarafta 11 ayın sultanı Ramazan’a ulaşmanın sevincini diğer tarafta deprem felaketinde 50 bini aşkın canımızı yitirmenin hüznünü yaşıyoruz. Ülkemizin 11 vilayetindeki 14 milyon vatandaşımızın hayatını alt üst eden depremler sadece afetzedelerimizin değil 85 milyonun hepsinin yüreğine kor ateş gibi düştü. Nasıl bedeninin bir uzvu hastalanınca diğerleri huzursuzlanırsa, deprem bölgesindeki kayıplarımızın acısını da hepimiz derinden hissediyoruz. Bu sıkıntılı günlerde Ramazanı Şerif’in gönülleri yumuşatan, kardeşliği hatırlatan iklimine daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla beraber dün ve önceki gün Kahramanmaraş ve Hatay’ı tekrar ziyaret ettik. Hem deprem konutlarının temelini attık hem de iftarımızı afetzede kardeşlerimizle açtık. Maraşlı ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata yeniden tutunma azmine bizzat şahit olduk. Temelini attığımız konut projelerinin yeşeren umutları daha da güçlendireceğine inanıyorum.
”BİZİ YOLUMUZDAN ALIKOYABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNENLERE ASLA BOYUN EĞMEYİZ”
Zehirli dilleriyle, nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz.
”TEHDİTLERE RAĞMEN HİZMET MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMELİYİZ”
Tehditlere, zorbalıklara, aba altından sopa gösteren kifayetsizlere rağmen, ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları, kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere insanımız kimin hangi niyetle hareket ettiğini, kimin ne yaptığını gayet iyi görüyor.
”HER ALANDA DESTAN YAZAN BİR TÜRKİYE VAR”
Ekonomiyi büyüttük, demokrasimizi güçlendirdik, yasakları ortadan kaldırdık. Türk dış politikasına itibar ve özgüven kazandırdık. Allah’a hamd olsun şu anda kişi başı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Daha da artacak. Türk Devletleri Teşkilatının kuruluşundan, yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının korunmasına kadar pek çok imkansızı başardık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz reformlarla Türk siyasetinde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Bugün sürekli ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan değil savunma sanayiinden terörle mücadeleye, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerjiye kadar her alanda destan yazan bir Türkiye var. 1999 depremi sonrasında memur maaşlarını ancak IMF kredileriyle ödeyebilen bir Türkiye’den bugün hem depremin yaralarını saran hem de işçisine, memuruna, emeklisine her türlü desteği veren bir ülkeye kavuştuk.
”ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE YENİ MÜJDELER VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Hem asrın felaketiyle mücadele ediyor hem de asrın projelerini tek tek gerçeğe dönüştürüyoruz. Emekli olmak için yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin vatandaşımızın taleplerini karşıladık. Milletimizi 600 yıllık hayali olan Türkiye’nin otomobili Togg’un teslimatları başlıyor. Ülkemizi bir üst lige çıkaracak milli muharip uçağımız başta olmak üzere pek çok savunma ürününü tamamlama yolunda hızla mesafe alıyoruz. İHA’mızı yaptık, SİHA’mızı yaptık. Akıncımızı yaptık hepsinden öte şu anda en üst segmentte jet uçağımızı yaptık. Karadeniz gazının milli dağıtım sistemimize verilmesine ilişkin çalışmalarda sona geldik. Türkiye’yi Irak üzerinden Körfez bölgesine bağlayacak kalkınma yoluyla ilgili en kritik adımı geçen hafta Irak Başbakanı’yla birlikte attık. Önümüzdeki günlerde milletimize yeni müjdeler vermeyi de sürdüreceğiz. İçinde bulunduğumuz asrı, Türkiye Yüzyılı haline getirmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Ekonomide, savunmada, enerjide, ulaştırmada, alt yapı ve üst yapı yatırımlarda kat ettiğimiz mesafe elbette önemlidir, değerlidir. Asıl büyük başarımız, yasakları kaldırarak, insanımızın iradesine vurulan zincirleri kırarak, milletimize cesaret ve özgüven kazandırmamızdır. Fetih yadigarı Ayasofya’yı tekrar Ezan-ı Muhammedilerle buluşturmakla Türkiye siyasi ve ekonomik bağımsızlığını küresel ölçekte tescillemiştir.
”14 MAYIS TARİHİ YOL AYRIMIDIR”
Büyük ve güçlü Türkiye idealiyle yürüttüğümüz siyaset mücadelesinde bugüne kadar pek çok imtihandan geçtik. Şimdi ülke, millet ve dünyanın dört bir tarafında gönlü ve gözü bize dönmüş olan kardeşlerimizle birlikte yeni bir seçimin, yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri hem içerideki saflaşmaların mahiyeti hem de bölgesel ve küresel gelişmelerin nezaketi bakımından tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür. Terör örgütlerinden küresel menfaat odaklarına kadar tüm şer şebekeleri, 14 Mayıs’a kilitlenmiş durumda. 14 Mayıs’ta milletimizle beraber bu zaferi perçinlediğimizde yeni bir dönem başlayacak. Terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüyen bu insanlardan ülkemize, milletimize, vatanımıza herhangi bir fayda gelebilir mi? Terör örgütleriyle bunlar kucak kucağa, dirsek dirseğe ve hala onlarla bu görüşmeleri yapmak suretiyle ülkemize ne kazandıracaklar? 3-5 oy daha fazla kapmak için bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere, milletin geleceğini emanet edemeyiz.”